Minik Dişler Büyük Düşler
Sağlık dediğimiz zaman aklımıza hep bir hastalık gelir. Halbuki sağlık ''iyi olma hali''dir.
Nedir peki bu iyi olma hali?
Birey olarak BEDENEN, RUHEN ve SOSYAL yönden tam bir iyilik halinde olmaktır.
Bu üç temel ölçütün bir harmoni içinde birbirleri ile çalışması demektir.
Bu harmoniyi yakalayamadığımızda akut ya da kronik olarak hastalıklar baş gösterir.
Bu hastalık bir belirti değil sağlıklı olmadığımız zaman vücudumuzun bize gösterdiği bir tepkidir.
Vücudumuzun bu muazzam işleyişinin bozulmaya başladığını en iyi gözlemlediğimiz yerlerden biri ağızdır.
Ağız bölgesi, hastalıkların habercisidir.
Ruhen iyi değilseniz diliniz dönmez,
sosyal yönden iyi değilseniz konuşmak istemezsiniz,
bedenen bir rahatsızlığınız var ise
yemek yemek istemezsiniz !!!
Bu durum, vücudumuzun başka bölgelerde rahatsızlıklar olduğunda ağzınızda görülen değişimlerdir.
Şimdi bir de tam tersini düşünelim.
Peki ya sadece ağız bölgemiz hasta olursa?
Bu bölgeyi sadece dişler olarak görmeyelim. Küçücük bir yer olmasına rağmen
sizin için yaptığı şeyleri düşünün:
Vücudumuzun bu bölümü ile çiğniyoruz, besleniyoruz.
Konuşuyoruz, iletişim kuruyoruz.
Öpüşüyoruz, sevgimizi gösteriyoruz.
Gülüyoruz, mutluluğumuzu paylaşıyoruz. :)
Her şey nasıl birbiri ile bir uyum içinde ilerliyor?
Şimdi bir de bu işleyişin bozulduğunu düşünün. Beslenemiyorsunuz (bedenen kayıp), konuşamıyorsunuz (sosyal yönden kayıp), ağrılarınızdan dolayı duygu durumunuz bozuluyor (ruhen kayıp).
Peki bunu deneyimleri yaşayanın bir de dünya ile
yeni tanışan bir çocuk olduğunu düşünün.
Büyümesi ve bedensel işlevlerinin yerine getirilmesi için beslenmesi gerek, sosyal yönden gelişmesi için konuşması gerek.
Ruhsal yönden olgunlaşabilmesi için duygu durumunun stabil olması gerek.
O zaman?
Ağızda baş gösteren en küçük bir problem
ya da kaygı (estetik) çocuğumuzun sağlığını bütünsel olarak etkiliyor.
Minik bir ağız. Minik bir diş.
Kendi dünyasında büyük düşleri olan küçük bir birey.
İşte o minik dişler, büyük düşlere engel olmasın diye.
Ben burdayım. Sizinle birlikte.